YAZMAK, OKUMAK, OKUNMAK

Sevgili okuyucularım,

Bendeki gazete çıkarma ve yazı yazma arzusu, okul gazetesi çıkarmak istememle başladı. Ne yazık ki bu projeyi gerçekleştiremedik. 1995 yılında Yeşil Osmaniye gazetesini çıkardık. Ancak bu gazete uzun ömürlü olmadı. 1997 yılında Özlenen Birlik adıyla yeni bir gazete denememiz oldu. Ancak teknik nedenlerle bu projemiz de yarım kaldı. Son olarak 2000 yılında Kınık gazetesini çıkardık.

23 yıldır Kınık okuyucuları ile birlikteyiz. Bir gazeteyi var eden, onu okuyan, düşüncelerini paylaşan, teknik ekipten yazarlarına kadar herkestir.

Uzun bir süredir köşe yazılarıma ara vermiştim. Yazı yazmak ama ne için? Sırf yazmış olmak için yazı yazmak bana her zaman anlamsız gelmiştir. Yazdığım yazıların okunması, binlerce kişiye ulaşması, okuyanlar üzerinde olumlu etkiler bırakması, suya yazılan yazı gibi değil de, Bengü taşlara kazınan yazılar gibi kalıcı olması, fikir hayatında bir değerinin olması gibi düşünceler kafamda köşe kapmaca oynuyordu.

Sonunda gazetemiz Kınık basılı gazeteyi sona erdirip sadece internet ortamında yayınlarına devam etme kararı aldı. Bu sebeple yeniden yapılanma çalışmaları başladı. Bende yeniden yazmaya karar verdim.

İçerisinde bulunduğumuz zaman dilimi iletişim çağıdır. 1970'li yıllarda televizyonun gelişmesi ortalama 25 yılda gerçekleşirken, 2000'li yıllarda internet 2,5 yılda bütün iletişim kanallarına hakim oldu. İnternette yayınlanan bir yazı bir anda milyonlara ulaşabilir. Dereler, çaylar, ırmaklar, göller, denizler ve okyanuslara ulaşmak gibi yazılı basında da okuyucuya ulaşmak bu denli zor olmaya başladı.

Ancak teknolojik gelişmelere bağlı olarak internetin ve yapay zekanın kullanıldığı günümüzde daha çok okuyucuya ulaşabileceğimizi düşünüyorum.

Şair ne güzel söylemiş:

**"Denizden bir damla; eksilse ne olur? Eksilmese ne olur?

Deniz aynı deniz; Damla aynı damla."**

Bizlerde okuyucularımızın gönlünde bir damla olabilirsek ne mutlu bize.