Bu şiir, insanın varoluşsal sorgulamalarını ve dini dogmalara karşı eleştirisini cesur bir şekilde dile getiriyor. Ahlak Akıl, özgür düşünce ve bireysel irade vurgulanarak geleneksel bakış açılarına meydan okunuyor. Kelimeler, derin felsefi sorularla örülü, okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor.

ÖMER HAYYAM’IN DİZELERİNDE TANRI, DİN VE VAROLUŞA YÖNELİK SORGULAMA

Ömer Hayyam, yüzyıllar önce kaleme aldığı rubaileriyle sadece edebi bir deha değil, aynı zamanda derin bir düşünür olarak dikkat çekiyor. Onun bazı şiirlerinde yer alan sorgulayıcı ve meydan okuyucu üslup, özellikle din, kader, ahlak ve insanın varoluşsal anlam arayışıyla ilgili yönleriyle öne çıkıyor. İşte Hayyam’a atfedilen ve son dönemde sosyal medyada sıkça paylaşılan bir şiiri, Tanrı, cennet, cehennem, din ve ahlaki çelişkileri keskin bir ironiyle ele alıyor.

CENNETTE HURİ, DÜNYADA HARAM: ÇELİŞKİ NEREDE BAŞLIYOR?

Şiirde geçen “Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun / Cennet-i alâ meyhane midir?” dizeleri, Tanrı’nın cennette vaad ettiği şarabı bu dünyada yasaklaması üzerinden çelişkiye dikkat çekiyor. Hayyam, bu dizelerde cennet tasvirleri ile dünya gerçekleri arasındaki farkı sorgularken, dini kuralların insani mantıkla nasıl çelişebildiğini açıkça ortaya koyuyor. Peygamber dönemindeki tarihi bir olaya atıfla, alkol yasağının kökenine dair eleştirel bir yaklaşım sergiliyor.

KADER VE GÜNAH: KİMİN SORUMLULUĞUNDA?

Şiirin devamında yer alan “Ne yapacağımı da yazmışsın önceden / Demek günah işleten de sensin bana” dizeleri, kader inancı ile özgür irade arasındaki çatışmayı gündeme taşıyor. Şair, Tanrı’nın her şeyi önceden takdir ettiği inancı ile bireyin davranışlarının sorumluluğu arasındaki ilişkiyi sorguluyor. Bu bağlamda cennet ve cehennemin mantığını da tartışmaya açıyor: Eğer günah işlemem Tanrı’nın yazgısıysa, ceza neden?

DİNSEL GÖRÜNÜŞ MÜ, GERÇEK İNANÇ MI?

“Hacı hoca olmuşsun kaç para / Hırka, tespih, post, seccade güzel / Ama TANRI KANAR MI BUNLARA?” dizelerinde ise inanç ve dini sembollerin samimiyetle olan ilişkisi sorgulanıyor. Şair, dış görünüşe dayalı dindarlığı eleştirirken, içsel inanç eksikliğinin altını çiziyor. Dini pratiklerin bir tür gösterişe dönüşmesi durumunda gerçek anlamını yitireceğini ifade ediyor.

AHLAK VE İKİYÜZLÜLÜK: KİMİN SUÇU BÜYÜK?

“Şarap içmem diye övünüyorsun ama / Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?” dizeleriyle, şekilci ahlak anlayışı sorgulanıyor. İçki içmeyi büyük bir günah gibi gören fakat ahlaken yozlaşmış bireylerin çelişkili hali, şiirin merkezinde yer alıyor. Bu yaklaşım, Hayyam’ın yalnızca dinî değil, sosyal eleştirilerde de cesur olduğunu ortaya koyuyor.

SONSUZLUK DÜŞÜNCESİNE KARŞI ANLIK YAŞAM FELSEFESİ

“Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!” şeklindeki final dizeleri ise, yaşamın geçiciliğine ve evrenin anlamsızlığına dair varoluşsal bir vurgu taşıyor. Hayyam burada insana, dünyevi ve metafizik beklentilerin ötesinde, şu anı yaşaması gerektiğini salık veriyor.

Ömer Hayyam’ın bu tür şiirleri, yalnızca bir edebi eser değil, aynı zamanda dönemin entelektüel tartışmalarına ışık tutan felsefi metinler olarak da değerlendiriliyor. Onun bu sorgulayıcı dili, günümüzde hâlâ geçerliliğini ve etkisini koruyor.

Ömer Hayyam'ın Ceneti Ala şiiri

'Irmaklarından şaraplar akacak' diyorsun
Cennet-i alâ meyhane midir?
'Her mümin'e iki huri' diyorsun
Cennet-i alâ kerhane midir?

Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
Bir sarhoş arap, devesini vurmuş Hamza'nın
Peygamber de yasak etmiş arap'a şarabı

Beni özene bezene yaratan kim? Sen
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden
Demek günah işleten de sensin bana
O zaman nedir o cennet cehennem?

Kim senin 'yasa'nı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün ne tadı kalır söyle.
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen eğer
Seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle

Tanrı bizi çamurdan yarattığında
Biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak
İşlediğim günahlar hep onun emriyledir
O halde cehennemde beni niçin yakacak?

İsyan edip karşında duracağım, neredesin?
Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
İbadete karşılık cenneti alacaksam
'Bağış mı ticaret mi' diye soracağım, neredesin?

Kör cehalet çirkefleştirir insanları.
Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verecek bir cevabım var elbet
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye

Dünya, üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm bilgiler kendilerinde
Üzülme, eşek eşeği beğenir
Bir hayır var sana kötü demelerinde

Sen bu dünyanın sırrına eremezsin
Erenlerin dilini de sökemezsin
Öyleyse iç şarabı, cennet et dünyayı
Öteki cennete ya girer, ya giremezsin

Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler

İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka, tespih, post, seccade güzel
Ama TANRI KANAR MI BUNLARA?

Sen sofusun hep dinden dem vurursun
Bana da sapık dinsiz der durursun
Peki, ben ne görünüyorsam O'yum
YA SEN NE GÖRÜNÜYORSAN O'MUSUN?

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari
Bırak aldatmacayı ikiyüzlülükleri
ŞARAP İÇMEM DİYE ÖVÜNÜYORSUN AMA
YEDİĞİN HALTLAR YANINDA ŞARAP NEDİR Kİ..

Ey kara cübbeli senin gündüzün gece
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere
ONLAR YARATANIN SANATI PEŞİNDELER
SENİNSE AKLIN ABDEST BOZAN ŞEYLERDE....

Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin kitabını minberini.
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
CEHENNEMDE SEN Mİ DAHA İYİ YANARSIN, BEN Mİ?..

Seni kuru softaların softası seni
Seni cehenneme kömür olası seni
Sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana ?
HAKKA AKIL ÖĞRETMEK SENİN HADDİNE Mİ ?

Yaşamın sırlarını bileydin
Ölümün de sırlarını çözerdin
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok
YARIN AKILSIZ NEYİ BİLECEKSİN<

Ey kör!
Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş !
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş !
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
BİR NEFESTİR ALACAĞIN, O DA BOŞTUR BOŞ !

Ömer HAYYAM

Yazan: Veli BAHADIR