Tansiyon, yaygın olarak hipertansiyon olarak bilinen ve kalp-damar hastalıklarına yol açabilen önemli bir sağlık sorunudur. Neyse ki, bazı basit yaşam tarzı değişiklikleri ile tansiyonu kontrol altına almak ve ilaç kullanımına ihtiyaç duymadan düşürmek mümkündür.

Tansiyon hastalığı, yaygın olarak hipertansiyon veya yüksek tansiyon olarak bilinen bir tıbbi durumdur. Bu durum, kanın kalp tarafından pompalandığı sırada damar duvarlarına uyguladığı basıncın normalden daha yüksek olduğu bir sağlık sorununu ifade eder. Genellikle sessiz bir şekilde ilerleyen bu rahatsızlık, uzun vadede ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Hipertansiyon, iki temel türde olabilir

Essansiyel (primer) hipertansiyon ve ikincil hipertansiyon. Essansiyel hipertansiyon, belirgin bir neden olmaksızın gelişir ve yaşam tarzı faktörleri, genetik yatkınlık, yaşlanma ve diğer etkenlerle ilişkilendirilir. İkincil hipertansiyon ise başka bir sağlık sorununun sonucu olarak ortaya çıkar ve genellikle altta yatan nedenin tedavi edilmesi ile hipertansiyon da ortadan kalkabilir.
Hipertansiyon damarlarımızdaki sertleşme neticesinde kalbin daha yüksek basınç üretmesi nedeniyle ortaya çıkar. Yani hipertansiyon aslında bir şeylerin sebebi değil bir şeyleri sonucudur. Biz Kalp 360 Sağlık Merkezi’mizde hipertansiyon ile ilgili risk yönetimi yapıyoruz ve hastalarımızın yaşam tarzını gözden geçiriyoruz. Hastalarımızın yaşam tarzı değiştikçe, beslenme düzeni değiştikçe birer birer ilaçları kesebilir hale geliyoruz.

 hipertansiyonu ilaçsız düşürmenin 10 önemli yöntemi

Düşük Karbonhidratlı Beslenmeye Geçin:

Hipertansiyonu genellikle vücudumuzda su ve tuz tutulumuyla gerçekleştiğini artık biliyoruz. Su ve tuz tutulumunun sebebi fazla tuz tüketmek gibi düşünülse de aslında bu durumun sebebi çoğunlukla tuz tüketimindeki aşırılık değil, tuzu vücuttan atan sistemdeki aksaklıklardır. Bu aksaklıkların en önemli sebeplerinden biri de yüksek karbonhidrat tüketimi ve beraberindeki insülin direnci ile tuzu vücuttan atan sistemin bozulmaya başlamasıdır. Fazla karbonhidrat ve işlenmiş gıda tüketimi sonrasında insülin direnci gelişir, su ve tuz tutulumu oluşarak damarlar şişer ve kan basıncı artar. Tansiyondaki yüksekliği düşürmenin en önemli adım düşük karbonhidratlı beslenmedir. Bu beslenme modelinde günlük karbonhidrat tüketimi, toplam alınan kalorinin %30’u ve daha altında olmalıdır. Düşük karbonhidratlı beslenme ile vücudun insüline duyarlılığı artacak, vücuttan su ve tuz atılımını sağlanacak ve böbreklerden vücudu koruyucu mekanizmalar aktif hale gelecektir. Bu sistemin iyileşmesi ile beraber tansiyon düşmeye başlayacak ve yaşam kaliteniz artacaktır.

Toksik Yağlardan Kurtulun:

Günümüzde hipertansiyon tanısı alan insanların artmasının ve 30 yaş üzerindeki bireylerin 1/3’ünün, 40 yaş üstü bireylerin yarısının hipertansiyon hastası olmasının ana nedenlerinden bir tanesi omega-6 deposu olan rafine yağların aşırı tüketimidir. Bu yağlara örnek olarak; Rafine ayçiçek yağı, kanola yağı ve mısır özü yağı söylenebilir. Bu ve benzeri yağlar omega-6 yağ asitlerinden zengin yağlardır ve vücudumuzdaki omega-3 / omega-6 dengesini bozmaktadırlar. Omega-3 alımının azalması ve Omega-6 kaynaklarının tüketiminin artması ile vücut enflamasyona yatkın hale gelir ve bu durumda pankreas hücrelerinin harabiyeti ile sonuçlanabilir. Enflamasyonun vücutta artması insülin direnci, damar duvarı hasarı ve damar çeperindeki basıncın artması ile sonuçlanır ve bu durum tansiyon hastalığını oluşturmaya başlar. Omega-6 içeriği yüksek bu yağları tüketmeye devam ettikçe omega-3 takviyeleri tüketiyor olsanız bile bu durum omega-3/omega-6 dengenizi iyileştirmeye yetmeyecektir. Eğer daha sağlıklı olmak ve yüksek tansiyondan kurtulmak istiyorsanız, mutfağınızdaki yağları sağlıklı yağ alternatifleriyle değiştirmeniz gerekmektedir.

İşlenmiş Gıdaları Tüketmeyin

İşlenmiş gıdalara örnek olarak; ısıl işlem görmüş et ürünlerini, koruyucu ve katkı maddeleri eklenerek raf ömrü uzatılmış paketli gıdaları, emülsifiye edici tuzlar kullanılmış gıda ürünleri ve Palm yağı gibi rafine yağ içeren yüksek ısıya maruz kalmış hazır gıdaları söyleyebiliriz. Beslenmenizde bu gıda ürünlerine sıklıkla yer veriyor olmanız diyabet hastalığı, obezite, karaciğer yağlanması ve hipertansiyon riskinizi ciddi oranda arttırdığınız anlamına gelmektedir. Günümüzde işlenmiş gıda tüketiminin küçük yaşlara düşmesi ile genç yaşta hipertansiyon tanısı alan bireylerin sayısı artmış durumdadır. İşlenmiş gıda tüketiminin azaltılması ve sağlıklı bir besleme profilinin oluşturulması hipertansiyonla savaşmakta önemli bir adımdır.

Şekersiz Yaşam

Hipertansiyondan kurtulmak istiyorsanız karbonhidratları azaltmış olmak yetmez. Rafine ve basit şekerlerin tüketimi de beraberinde insülin direnci, diyabet, karaciğer yağlanması, enflamasyon, damar harabiyeti ve kaçınılmaz son olan hipertansiyonu getirecektir. Glikoz, glikoz-fruktoz şurubu, fruktoz şurubu gibi şekerler aslında vücudumuz tarafından yakılmaya müsait gıda bileşenleridir. Günümüzde paketli gıda tüketiminin artması bu sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Eğer hipertansiyondan kurtulmak istiyorsanız şeker ve şekerden oluşan tatlı ürünlerinden uzak durmalısınız. Kalp 360 Sağlık Merkezi’nde hipertansiyon tedavisi uyguladığımız hastalara özellikle 21 gün şekersiz beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri uygulamaktayız.

Uzun Yürüyüşler Yapın

Hipertansiyon gelişimindeki önemli nedenlerden birinin hareketsizlik olduğunu biliyoruz. Uzun yürüyüşler yapmak da hipertansiyonla savaşmanın en önemli adımlarından biridir. Yürüyüşleri günlük yaşamınıza ekleyerek insülin duyarlılığınızı artırabilir, damar duvarınızı esneterek hipertansiyondan kurtulabilirsiniz. Yürütüş yapmak vücutta mutluluk hormonları olarak adlandırılan endorfin ve serotonin artışını sağlayarak stresi yönetmenize de yardımcı olacak ve hipertansiyonun önüne geçmenize yardımcı olacaktır. Eğer hipertansiyondan kurutulmak istiyorsanız düzenli ve uzun yürüyüşleri hayatınıza katmanız gerekecektir.

Egzersiz Yapın

Uzun yürüyüş yapmak ile egzersiz yapmak birbirinden farklıdır. Uzun yürüyüşler yaparak insülin duyarlılığını artırabilirken egzersiz yaparak bazal metabolizma hızını yükseltebilir ve kas kütlenizi artırabilirsiniz. Kas kütlesi artışı ve bazal metabolizma hızındaki yükselme sayesinde kan basıncı azalacak ve hipertansiyon ortadan kalkacaktır. Egzersiz yapılırken görülen anlık tansiyon yükselmeli normal kabul edilir. Uzun vadede düzenli egzersiz yapıldığında detoks mekanizmaları aktifleşecek, bazal metabolizma hızı artacak, insülin duyarlılığı iyileşecek ve beraberinde tansiyon düşecektir. Hareketsizlik durumunda bu mekanizmaların hiçbiri aktif olmayacak ve hipertansiyonun boyutu artacaktır. Eğer hipertansiyondan kurtulmak istiyorsanız harekete geçmelisiniz.

Gıda Takviyeleri

Hipertansiyon tedavisinde bazı gıda takviyelerinin önemi yadsınamazdır. Özellikle magnezyum gibi toprak verimliliğinden etkilenen ve beslenme ile tamamlanması güç olan mineraller tansiyonu düşürmekte yardımcı takviyeler arasında yer almaktadır. Bu gıda takviyelerinin kullanımı mutlaka bir klinisyen önerisinde ve takibinde yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki hastalık yoktur hasta vardır ve her hastanın beslenme ihtiyacı kendisine özelidir.

Stresi Yönetin

Kısa süreli stres vücut için önemli hormonların salgılanmasına ve bu hormonların dengelenmesinde önemlidir. Uzun süreli stres durumunda ise kortizol hormonu artmakta ve bu durum da vücutta su ve tuz tutulumuna yol açmaktadır. Eğer kortizol hormonu kontrolsüz bir şekilde sürekli artarsa, yani vücut sürekli strese maruz kalırsa kortizol seviyeleri düşmez ve su ve tuz atılımı sağlanamaz, bel çevresi yağlanmaları artar, uyku problemleri oluşur, hormonal düzensizlikler gelişir ve beraberinde tansiyon yüksek seyreder. Stres yönetilmesi gereken önemli bir sorundur. Yönetilmeyen streslerde gerekirse profesyonelinden destek alınmalıdır. Kalp 360 Sağlık Merkezi’mizde stres yönetiminin zorlaştığı durumlarda profesyonel destek sağlanmaktadır.

Uyku Düzenini Sağlayın

Yeterli ve sağlıklı sırasında kan basıncı %10-20 civarında düşer. Kötü ve kalitesiz uyku, uyku eksikliğinden veya uyku bozukluklarından kaynaklanır. Yetersiz uyuyan bireylerde damar sertleşmesine bağlı olarak yüksek tansiyon gözlendiğini bildiren kanıtlar mevcuttur. Uyku bir dinlenme değil tazelenme durumudur. 7 saatin altındaki uykular yetersiz ve sağlıksızdır. Kişiler her ne kadar 4-5 saatlik uyku ile kendilerini iyi hissettiklerini dile getirseler de bu durum fizyolojik değildir, uyku yetersizliğidir. Uyanıklık süresinin artması, yetersiz uyku ile güne başlamak anksiyeteye ve stres yönetiminin bozulmasına yol açabilir. Bu durumda tansiyonunuz yükselmeye başlar. Uykusuzluk kronik hipertansiyonun en sık nedenidir. Uykusuzluk süreniz arttıkça tansiyon yönetiminiz yetersiz olacaktır. Eğer hipertansiyondan kurtulmak istiyorsanız 7 saatten daha az uyumamalı ve uyku düzeninizi sağlamalısınız.

Tuz Kısıtlaması

Hipertansiyonda akla ilk gelen madde tuz tüketimi olsa da vücudumuzda tuzu atan mekanizmaları bozan, yukarıda bahsettiğimiz 9 madde kadar tansiyon yüksekliğine neden olmamaktadır. Fizyolojik olarak vücudumuz fazla alınan tuzu atabilme becerisine sahiptir. Günlük tuz tüketimi 6 gram ve altında olması gerekirken bu miktar toplumumuzda 20 gram ve üzerinde olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek tuz tüketimi hücre içerisinde kalsiyum ve sodyumun yer değiştirmesine neden olur ve bunun sonucunda damar sertliği oluşarak hipertansiyon meydana gelir. Bu duruma yüksek karbonhidratlı beslenme sonucunda oluşan sağlık sorunları eşlik ettiğinde hipertansiyon kaçınılmaz olmaktadır. Tuz yediğimiz her besinde yer alır ve bağımlılığa yol açabilmektedir. Hipertansiyon hastalarında tuz kesilmez sadece kısıtlanmaktadır.
Kalp 360 Sağlık Merkezi’mizdeki hipertansiyon reçetemizi okudunuz. Eğer siz de hipertansiyondan kurtulmak istiyorsanız bu 10 adımı mutlaka uygulamalısınız.
Kaynak:
Doç.Dr.Muhammed Keskin
Kardiyoloji Uzmanı