Turizm işletmeciliğinin üç ayağı; Devlet, Seyahat Acentaları ve Otellerdir.

Turizmin başlangıcı tanıtım ve merak iledir. Ve tanıtım özel sektörün işi gibi görünse de; özel hassasiyetinden ve ciddiyetinden dolayı asıl Devletin işidir. Zaten Turizm Bakanlığının diğer adına eskiden Tanıtma Bakanlığı denmiştir.

Ülkenin tanıtımı Bakanlığın, illerin tanıtımı da Valiliğin görevidir.

Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü de Valilik Özel İdare Bütçesinden aldığı 10 milyar lira ödenekle yarım saatlik “Osmaniye’yi Tanıtım CD’si” yaptırarak bu görevini yerine getirmek, ören yerlerinden yaylalarına, yiyeceklerinden halayına kadar Osmaniye tarihini, kültürel ve turistik değerlerini tanıtmak istemiştir..

Yarım saatlik tanıtım CD’si için 10 milyar lira çok mudur? Onu bilemem. CD’deki “Kamera Çekimi” başarıları veya “Şehir İmajı” ile ilgili vurgulara da haddimi aşmamak için bir şey söyleyemem.

Ama; eski bir Müze Müdürü olarak, Çukurova ve Osmaniye ile ilgili araştırmalar yapan bir kişi olarak, söz konusu CD ile ilgili eleştirilerimi duygusal değil bilimsel ölçütlere göre ve benden beklenen nezaket içinde yapmak isterim.

Geçmiş yıllarda ve Cumhuriyetin kuruluşunun 80. yıldönümünde bastırılan Osmaniye broşürlerindeki hataların tekrar edildiğini gördüğüm için eleştirilerimi bu kez de yazıyla belirttim.

CD’deki tarihi hatalardan önemsediklerimizi kısa izahlarla sayalım;

1-Çukurova’nın Türkleşmesinin tarihi 1080 değil, çok eskidir. Çukurova; Anadolu Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından 1084’te fethedilmiştir. Fetihle gelenler de aşiretler değil, Selçuklu askerleridir. Oğuz boyuna mensup; Yüreğir, Kınık, Bayındır Türkmenleri, Memluk Sultanı Baybars zamanında (1267-1276) Çukurova’ya gelmişlerdir. Aşiretler ise Osmanlı Devletinde çöküşün başladığı 1699’larda, 2. Viyana hezimetinden sonra Dülkadiroğlu Elinden ayrılıp gelmiş İfraz-Zülkadriye Türkmenleridir.

2-Bu dağların adı antik devirde Amanos Dağlarıdır. Halk; Kafir Dağı, Gavurdağı demiş, Osmanlılar da Bereket Dağları adını vermiştir. 19.yy’da da Nur Dağları denilmiştir. Türk yurdunda Türkçe yer adları yerine ören yerleri antik adları öne çıkarmaya özenmemek gerekir.

3-Osmaniye; tarihi İpek Yolu üzerindeki bir şehir değildir. Anadolu’yu Çin’e ve Hicaz’a bağlayan İpek Yolları’ndan Sol Kol; İstanbul-Tokat üzerinden Kars’a gitmektedir. Orta Kol; İstanbul-Tokat’tan üzerinden Mardin’e inmektedir. Sağ Kol da İstanbul-Konya-Adana-Payas-Antakya üzerinden Hicaz’a (Mekke-Medine’ye) devam etmektedir. Türkiye’yi Orta Asya üzerinden Çin’e bağlayan bu yollara İpek Yolu denmiştir. Anadolu’daki diğer güzergâhlar ve Osmaniye üzerinden geçen yol İpek Yolu değil Tali Yol’dur.

4-Haçlılar Çukurova’ya 1147’den sonra değil, 1097’de geldiler.

5-Kadirli Ala Camii;15.yy’ın sonunda Dülkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey tarafından mihrap ve minare ilavesiyle kiliseden çevrilen bir eserdir. Alaüddevle Bozkurt Bey’in adından dolayı da Ala Cami denmiştir. Bu mübarek mabedin 1865’te restore edildiğini söylemek, 500 yıllık tarihini önemsememektir.

6-Bahçe Ağcabey Camii, Selçuklu Devleti (13.yy) eseri değil, Dulkadiroğlu Beyliği (15.yy) eseridir.

7-Cebelibereket Sancağı, Yarpuz’dan Osmaniye’ye 1908’de inmemiştir. Sancak; 1908’de Erzin’e, Ermeni isyanının çıkması ve masum 17 Türkün Erzin meydanındaki çınar ağacına asılarak idam edilmesinin ardından 1910’da Osmaniye’ye nakledilmiştir.

8-Toprakkale, kayalıklar üzerinde değil adından da anlaşılacağı gibi muhtemelen bir höyük olan bir toprak tepe üzerindedir. Ve Toprakkale milattan önceki ilk çağlarda değil, milattan sonraki Ortaçağda, 8.yy’da Abbasiler zamanında yapılmış bir kaledir. Kullanılan taşlardan ve siyah-beyaz taş işçiliğinden de anlaşılacağı gibi Haruniye Kalesi ile aynı tarihlidir.

9-Toprakkale’de İlçesindeki arkeolojik ve etnografik eserler yerden fışkırmamıştır. Toprakkale’ye ait değildir. Onları eski Belediye Başkanı Mehmet Korkmaz değişik yerlerden toplayarak getirmiş ve Açık Hava Müzesi olarak sergilemiştir.

10-Osmaniye yemekleri tanıtılırken Toğga ihmal edilmemelidir. Osmaniye’de toğgayı bilmeyenlere “Ağzı Toğga görmemiş” denir. Anadolu’nun pek çok şehrinde bilinen bu Orta Asya yemeği Osmaniye’nin yemek kültürü için bir marka haline gelmelidir.

Belki “Bunlar önemli değildir” denebilir. Ama denmemelidir.

Tanıtım, “Enformasyon” doğru bilgidir. Yanlış tanıtım “Des-enformasyon” iyi değildir.

Her şeye rağmen emeği geçenlere teşekkür ederim. Eleştirilerim haklı ise sitem değil teşekkür beklerim.