Bazılarının tezgâhladığı sinsi plan sessiz sedasız işledi ve Danıştay bir kere daha haksızlığın ortağı oluverdi. İstanbul Barosunun başvurusunu değerlendiren Danıştay ancak “eşitler (!)” arasında fark olmayacağı gerekçesiyle Türk Gençliğinin eşit olmayan Kunta Kinte’leri Meslek Liselilerin hadlerini bildiriverdi.

Bu adaletsizliğin giderilmesi için YÖK Genel Kurulu tarafından yapılan son düzenleme kamuoyuna açıklandığı zaman memnuniyetle karşılamakla birlikte açıkçası fazla ümitli olmamıştım. Çünkü gerek yetkili ağızların açıklamaları ve gerekse görüşlerini kamuya açıklayan “bilen” kişilerin ifadeleri adeta birilerini kışkırtır şekilde idi. YÖK tarafından B hatta F planı bile olduğu açıklanınca oluşturdukları çözüm formülüne kendilerinin bile inanmadığını sezmiştim.

Mutlaka bunlar öğrencilerin lehinedir. Ancak basının yansıttığı biçimine bakacak olursak her çözüme yönelik yeni karşı ataklarına hazırlanan kesimlerin bulunduğuna şüphe yoktur. Hâlbuki öyle bir çözüm bulunmalı ki hem adaletsizlik tamamıyla ortadan kaldırılabilsin, hem tamamıyla YÖK’ün yetki alanında kalsın, hem yeni adaletsizliklerin kaynağı olmasın, hem de kesin çözüm olsun.

Mesele sadece İmam Hatip Lisesi değildir. Bir taşla iki kuş vurulmak istenmektedir. Esas itibariyle yapılmak istenen Meslek Lisesi mezunlarına mühendislik bilimimin önünü kapatmaktır. Ama aradan İmam Hatip Lisesinin de çıkarılması bu bilim yobazları için hiç fena olmayacaktır.

Ben de yıllarca bu konuya düşünce zamanı ayırmış bir taraf olarak aşağıdaki çözümü okuyucularla paylaşmak istiyorum:

Önce alan ve dal kavramına bir açıklık getirilmelidir. Bunun için gereken çalışma zaten yapılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı “Mesleki Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi” (MEGEP) kapsamında meslek alanlarını ve dallarını İSCED standartlarına göre yeniden belirledi ve sınıflandırdı. Bu çalışma sürecinde; Meslek Alanı: Ortak özelliklere sahip birden fazla meslek dalını içeren; bilgi, beceri, tutum, davranış ve istihdam olanağı sağlayan alandır. Meslek Dalı: Bir meslek alanı içinde yer alan ve belirli konularda uzmanlaşmaya yönelik bilgi, beceri, tutum, davranış gerektiren ve istihdam olanağı sağlayan iş kollarından her biridir tanımlamalarını yaptı.

2009 ÖSS kılavuzundaki 6B tablosu MEB tarafından yapılan sınıflandırmayı yansıtmaktadır. Yapılacak olan 6A ve 6B tabloları üzerinde olacaktır. Elektrik-elektronik teknolojisi alanına göre yapmış olduğum çalışmayı birlikte inceleyelim:

Tablo 6B’ye göre;

Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektronik, Elektromekanik Taşıyıcılar, Endüstriyel Elektronik, Endüstriyel Otomasyon Teknolojisi (Elektronik), Uçak Bakımı Teknisyenliği ve Elektroniği, Uçak Bakımı ve Elektroniği, Uçak Elektroniği, Mekatronik, Elektrik Elektronik Teknolojisi, Endüstriyel Otomasyon Teknolojisi, Elektrik Tesisat ve Pano Montörlüğü, Uçak Bakım, (Uçak Elektroniği) Alan ve dallarından mezun olan öğrenciler; Elektrik Öğretmenliği, Elektronik Öğretmenliği, Elektronik ve Bilgisayar Öğretmenliği, Elektronik ve Haberleşme Öğretmenliği, Havacılık Elektrik ve Elektronik (Sivil Havacılık YO), Kontrol Öğretmenliği, Mekatronik Öğretmenliği, Telekomünikasyon Öğretmenliği, Uçak Elektrik - Elektronik (Sivil Havacılık YO) Programlarında yüksek öğretime devam edebilmektedirler.

Çözüm aşaması bu noktada başlamaktadır. Bunlara Tablo 6A’dan;

Elektrik Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Endüstri Sistemleri Mühendisliği, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Havacılık Elektrik ve Elektroniği, Mekatronik Mühendisliği, Nükleer Enerji Mühendisliği, Telekomünikasyon Mühendisliği, Üretim Mühendisliği Programları eklenmelidir.

Böylece meslek lisesi öğrencileri için alanın sınırları olması gereken çizgiye çekilecektir. Meslek lisesi sıralarında bu bilim ve teknoloji alanlarının temel bilgilerini iyi bir şekilde almış olan öğrenciler katsayı engeline takılmadan yüksek öğretime devam edebileceklerdir. Bu sınırların içine girmek isteyen genel lise öğrencileri buyursunlar katsayı ile uğraşsınlar.

Çözüm için tercih bu yönde olursa muarızların muhtemel itirazları ve karşı cevapları şunlar olabilir:

  1. Meslek Liseleri ara eleman yetiştirmektedir: Bu düşünce ancak 1930-1940 yıllarının düşüncesi olarak geçerlidir. O yıllarda yüksek öğretim kurumu az, sanayileşme ve teknoloji geri, yetişmiş insan gücü sayıca az, nispetçe yeterli olup, fakat ara elemana ihtiyaç çoktur. Günümüz şartları değişmiştir. Meslek lisesi mezunu ancak yeterince yetişmemişse veya kendisi isterse ara eleman olarak kalabilir. O’na kimse ara eleman kalmayı empoze edemez ve zorlayamaz.
  2. Meslek Lisesi mezunları matematik derslerini yeterli miktarda almıyorlar: Dün bu gerekçe kısmen haklı idi, ama bu gün durum değişmiştir. Dün ML için geçerli (!) kabul edilebilecek bu gerekçe niçin TL öğrencileri için esnetilmemiştir. Genel lise öğrencisi ile aynı sayıda matematik dersi alan TL, hatta ATL öğrencisine niçin haksızlık yapılmıştır? Son düzenleme ile Genel Liselilere haksızlık yapıldığını öne sürenler dünkü bu haksızlığı niçin görmezden gelmişlerdir? Milli Eğitim Bakanlığı 2009-2010 öğretim yılı başında yaptığı düzenleme ile ML öğrencilerinin alacağı matematik ders saatlerini artırmıştır.
  3. Katsayı farkı Genel Lise mezunları ile Meslek Lisesi mezunları arasında mutlaka olmalıdır: Bu gerekçeyi haklı görmek istersek; evet olmalıdır, mesleki teknik alanlarda meslek lisesi mezunları lehine, genel alanlarda (onlar ne olabilirse “!”) genel lise mezunları lehine. Bundan daha adil bir katsayı farkı olamaz.

Bu çözümün tercih etmesi halinde YÖK’ün elini güçlendirecek gerekçeler ise şunlar olabilir:

  1. Meslek Lisesi mezunları kendi meslekleriyle ilgili temel bilgileri almış olarak yüksek öğretime gelecekler ancak genel lise mezunlarına bunlar sıfırdan anlatılarak, zaman, kaynak, öğretim elemanı israf edilecektir. Bu yüzden Meslek Liseliler lehine katsayı farkı olmalıdır.
  2. Meslek Lisesi mezunları YÖK tarafından yeni düzenleme ile uygulamaya konulan “Teknoloji Mühendisliği” fakültelerinin öğrenci kaynağını teşkil edeceklerdir. Bu fakültelerin amacı fiilen makine başında yer alacak mühendisleri yetiştirmek olduğuna göre genel lise mezunları bu fakültelerin kaynağını oluşturamaz.
  3. Meslek; Meslek lisesinde öğrenilir yüksek öğretimde formasyona dönüştürülür. Fakülteler meslek elemanı yetiştiren kurumlar değildir. AB tarafından belirlenen meslek piramidine göre fakültelerde akademik formasyon ve kariyer kazanılır. Genel lise mezunu için bu piramitte bir klasman yoktur. Genel lise öğrencisi daha yolun başında mesleksiz ve işsiz kalmayı kabul etmiştir. Buyursunlar onlar ara eleman olsunlar.

Bu çözüm içinde İHL mezunları için bir yer ayırmadım. Onlara karşı olduğum için değil onların ders yapıları konusunda yeterli bir kıyaslama yapma imkânım olmadığı için. Tablo 6’da İHL için sadece üç yüksek öğretim programı gösterilmiş, ancak eminim ki diğer tablolarda yer alan programlardan elde edilebilecek çıkarımlar ile yukarıda açıklanan yöntem kullanılarak onlara karşı yapılan haksız ve insafsız saldırıları ortadan kaldıracak bir yol bulunabilir.