Türkiye genelinde son yıllarda hızla artan kira bedelleri, konut kiracıları kadar kamu hizmeti veren kuruluşları da etkiliyor. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan bu ekonomik baskı, şimdi de Aile Sağlığı Merkezleri’ni işleyemez hale getirdi. Sağlık Bakanlığı’nın sunduğu ödeneklerle faaliyetlerini sürdüren bu merkezler, artan maliyetler karşısında zor durumda kalıyor. İstanbul başta olmak üzere pek çok ilde Aile Sağlığı Merkezleri kapanma tehlikesiyle karşı karşıya.

ADLER TERAPİ NEDİR? Kişilik ve Davranışlarımızda Nasıl Bir Rol Oynar?
ADLER TERAPİ NEDİR? Kişilik ve Davranışlarımızda Nasıl Bir Rol Oynar?
İçeriği Görüntüle

AİLE HEKİMLERİ KİRA VE GİDERLERİ KARŞILAMAKTA ZORLANIYOR

Aile Sağlığı Merkezleri, devletin belirlediği ödeneklerle kendi mali planlamalarını yapan aile hekimleri tarafından yönetiliyor. Ancak mevcut ekonomik koşullarda bu ödenekler, kira başta olmak üzere diğer sabit giderleri karşılamaktan uzak kalıyor. İstanbul Aile Hekimliği Derneği Üyesi Dr. Sercan Ahmet Uluç, yaşanan sıkıntıyı şu sözlerle ifade etti: “Kiramızı ödeyebilmemiz için belirli bir ödenek alıyoruz. Ancak bu tutar, memur maaş katsayısına endeksli artırılıyor. İstanbul’da kiralar son birkaç yılda üç-dört katına çıkmışken, bize ödenen miktar buna ayak uyduramıyor. Bu nedenle pek çok merkez kapanmak zorunda kalıyor.”

Para Kazanc

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ KİRALARI 20 BİNDEN 90 BİN LİRAYA DAYANDI

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Emrah Kırımlı da benzer bir tabloya dikkat çekti. Kırımlı, “Aile hekimlerinin ödediği kira tutarları birkaç yıl önce 20 bin lirayken, bugün bazı bölgelerde 90 bin liraya kadar yükseldi. Kira dışında elektrik, su, temizlik, tıbbi malzeme ve yardımcı personel giderlerinin tümü aile hekimlerinin omzunda” dedi.

KAMU HİZMETİNDE AKSAMALAR KAPIDA

Artan ekonomik baskılar, sadece hekimleri değil vatandaşları da doğrudan etkiliyor. Kapanan merkezlerle birlikte temel sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntılar yaşanabileceği ifade ediliyor. Uzmanlar, yaşanan bu sürecin kamu sağlığı açısından ciddi riskler taşıdığını vurgularken, konuyla ilgili kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Muhabir: Hüseyin Yılmazer