Ramazan ayının gelmesiyle birlikte televizyon ekranlarında sıkça gördüğümüz Nihat Hatipoğlu, "Nihat Hatipoğlu ile İftar" ve "Nihat Hatipoğlu ile Sahur" programlarıyla izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Ancak son dönemde Hatipoğlu'nun programına katılan bir izleyicinin sorduğu soru, dikkatleri üzerine çekti.
İzmir'den canlı yayına bağlanan bir kadın izleyici, adını vermek istemeyen bir kişi tarafından kendisine söylenen ilginç bir büyü yöntemini aktardı. Kadın, şaşırtıcı bir şekilde, "İzmir'de hacamat yapan bir kadına gittik. Bu kadın bende adet kanı büyüsü var dedi. Evinize gidin tüm pencerelerinizi kapatın. Evdeki çekmelerini açın. Bu esnada da 10 litre sirke kaynatın dedi. Benim etrafımda 4 tane Kur'an-ı Kerim olacak. Sirke kaynadıktan sonra evden çıkın. Cinler ölülerini çıkaracak evden" dedi.
Bu sözler üzerine sunucu tarafından Hatipoğlu'na yönlendirilen soru ise oldukça dikkat çekiciydi: "Evimizdeki büyüden kurtulmak için '10 kilo sirke kaynatın. 4 Kur'an-ı Kerim koyun büyü bozulacak' denildi. Bu doğru mu?"
Nihat Hatipoğlu, bu iddialı soruya sakin bir cevapla yaklaştı ve şunları dile getirdi: "Bu kadının görevi nedir iki işi bir arada mı yapıyor. Bence ikisine de gitmeyin. Kardeşim birincisi büyü bozmak için böyle yollara böyle aksesuarlara başvurmak doğru değil. Bu da büyünün bir parçası. İkincisi hacamat olur, benim bildiğim Tıp Fakültesinde eğitim veriliyor. Hastanede yaparsanız daha iyi olur. Hacamat'a her yere gitmeyin. Size büyü var diyen kişilere inanmayın."
Ardından sunucu, kadına "Sizin herhangi bir şikayetiniz var mı?" sorusunu yöneltti ve aldığı "Yok" cevabı üzerine Hatipoğlu, "Lütfen bu şekilde sirke kaynatmayın. Kur'an-ı Kerim'i okuyarak anlamalıyız. Kur'an-ı Kerim'i bilmeyen insanlar bunu büyü bozma kitabı olarak sunması doğru değil. Kuranı öğrenmek amacıyla okuyunuz." ifadeleriyle konuyu noktaladı.
Nihat Hatipoğlu'nun bu açıklamaları, izleyiciler arasında büyük yankı uyandırdı ve sosyal medyada da geniş şekilde tartışıldı. Hatipoğlu'nun, dinî ve manevi konularda sağduyulu yaklaşımı ve açıklamaları, onu önemli bir dini otorite olarak konumlandırmaya devam ediyor.
