NURİ SESİGÜZEL’İN “ELA GÖZLÜM BEN BU ELDEN GİDERSEM” TÜRKÜSÜ HANGİ DUYGULARA TERCÜMAN OLUYOR?
Türk halk müziğinin unutulmaz isimlerinden biri olan Nuri Sesigüzel, seslendirdiği eserlerle Anadolu’nun derin duygularını notalara döken sanatçılar arasında yer aldı. Özellikle “Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem” adlı türküsü, yalnızca bir aşk hikâyesini değil, aynı zamanda ölüm, ayrılık ve kalıcılık gibi evrensel temaları da işliyor. Eser, Sesigüzel’in sesiyle bütünleşerek halkın gönlünde özel bir yer edindi.
TÜRKÜNÜN SÖZLERİ HANGİ TARİHSEL VE DUYGUSAL ZEMİNE DAYANIYOR?
“Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem” türküsünün sözleri, derin bir veda duygusunu yansıtır. Şiirsel yapısıyla dikkat çeken bu eser, bir insanın sevdiklerine son sözlerini söylerken taşıdığı içsel burukluğu ve aynı zamanda kalıcılık arzusunu dile getirir. Türküde geçen “Beni öldür selvi boylum der isen” dizesi, aşkın ölümle sınandığı noktada dahi hâlâ sevdiğine duyulan bağlılığı yansıtır.
Bu türkü, Anadolu halk kültüründe sıkça rastlanan “ayrılık ve ölüm” temalarının bir birleşimi olarak öne çıkar. Geleneksel ağıt motifleriyle harmanlanan ezgisi, dinleyiciyi geçmişe götürürken, aynı zamanda derin bir iç muhasebeye yönlendirir.
NURİ SESİGÜZEL TÜRK HALK MÜZİĞİNDE NASIL BİR MİRAS BIRAKTI?
Nuri Sesigüzel, sadece ses rengi ve yorumu ile değil, repertuar seçimleriyle de halk müziğine katkı sağlamış bir sanatçıdır. “Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem” gibi eserlerle geniş kitlelere ulaşmış; hem geleneksel hem de modern tarzı bir araya getirerek halk müziğinin evrensel değerini vurgulamıştır. Sanatçı, Türk halk müziğini kente taşıyan önemli figürlerden biri olarak anılmaktadır.
Eserin yıllar geçmesine rağmen hâlâ dinlenmesi, halkın bu türküde kendisinden bir parça bulmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum, Nuri Sesigüzel’in eserlerinin kültürel miras niteliğinde olduğunu da göstermektedir.
TÜRKÜ HALK ARASINDA NEDEN HÂLÂ BU KADAR YAYGIN?
“Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem” türküsü, hem sözleri hem de müziğiyle halkın belleğinde derin izler bırakmıştır. Bugün dahi çeşitli televizyon ve radyo programlarında, düğünlerde, anma etkinliklerinde ve kişisel repertuvarlarda yer bulması, türkünün zamansız bir etkiye sahip olduğunu ortaya koyar. Özellikle duygusal içeriği ve evrensel temalarıyla bu eser, nesilden nesile aktarılan bir değer olarak yaşamını sürdürmektedir.
