RESMİ VERİLER NE SÖYLÜYOR?
Türkiye’de makam aracı sayısı, siyasetin en tartışmalı konularından biri olmaya devam ediyor. Kimi haberlerde 130 bin, kimilerinde ise 190 bin aracın makam aracı olduğu öne sürülürken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) resmi açıklamayla iddiaları düzeltti. DMM’ye göre Türkiye’deki toplam kamu aracı sayısı 119.752. Bunların yalnızca 2.000’i makam arabası, geri kalanı savunma, güvenlik, sağlık, eğitim ve adalet gibi alanlarda kullanılan hizmet araçlarından oluşuyor.
MUHALEFET NE İDDİA EDİYOR?
CHP’li Ali Mahir Başarır, Sözcü TV’de yaptığı açıklamada “İktidara geldiğimizde 190 bin makam aracını 10 bine düşüreceğiz” sözleriyle tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Ancak resmi rakamlara göre makam arabası sayısı 2 bin civarında. Bu durum, siyasette “araç” ve “araba” ayrımının çoğu kez göz ardı edildiğini ve kavramların kamuoyunda kafa karışıklığına yol açtığını ortaya koydu.
UZMANLAR NE DİYOR?
Siyaset bilimciler ve kamu maliyesi uzmanları, tartışmanın özünde şeffaflık sorunu olduğuna dikkat çekiyor. Eski milletvekili Turhan Çömez’e göre, “Kamuoyuna açıklanan rakamlar tanım farklılıklarından dolayı algıyı değiştiriyor. Gerçek tabloyu görmek için tüm kamu araçlarının türü, maliyeti ve kullanım amacı detaylı bir şekilde yayımlanmalı.”
Ekonomistlere göre ise makam arabalarının mali boyutu en az sayı tartışması kadar önemli. Ortalama hesaplamalara göre, tek bir makam arabasının yıllık yakıt, bakım, şoför ve sigorta maliyeti yaklaşık 1,5 milyon TL’yi buluyor. Resmi verilere göre 2 bin makam arabası üzerinden hesaplandığında yıllık yük 3 milyar TL. Ancak muhalefetin iddia ettiği gibi sayı 100 binlerle ifade edilirse bu maliyet 200 milyar TL’nin üzerine çıkabiliyor.
ULUSLARARASI KARŞILAŞTIRMALAR NE GÖSTERİYOR?
Sık sık dile getirilen “Almanya’da 9 bin, Fransa’da 8 bin makam aracı var” iddiaları da tartışmanın bir başka boyutu. Ancak burada da tanım farklılıkları öne çıkıyor. Avrupa ülkelerinde “kamu aracı” ve “makam arabası” net şekilde ayrılıyor. Türkiye’de ise bu ayrım çoğu zaman belirsiz kalıyor.
Uzmanlara göre, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinden daha fazla kamu aracına sahip olması şaşırtıcı değil. Ancak asıl tartışma, bu araçların makam arabası adı altında lüks ve gösteriş için mi, yoksa hizmet için mi kullanıldığı noktasında yoğunlaşıyor.
HALK NASIL BAKIYOR?
Kamuoyunda makam arabaları konusu, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde daha fazla tepki topluyor. Vatandaşlar, artan enflasyon ve geçim sıkıntısı karşısında devletin “tasarruf” söylemine rağmen araç saltanatının sürmesini eleştiriyor. Sosyal medyada yapılan yorumlarda, “Kemer sıkmamız isteniyor ama yöneticiler lüks araçlardan vazgeçmiyor” tepkileri öne çıkıyor.
ŞEFFAFLIK VE TASARRUF BEKLENTİSİ
Makam aracı tartışması, yalnızca bir sayı meselesi değil; aynı zamanda kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve siyasi etik konusunun yansıması. Uzmanlar, hükümetin uluslararası standartlara uygun şeffaf bir rapor yayımlamasını, muhalefetin ise eleştirilerini rakamlara dayalı olarak yapmasını öneriyor.
Eğer resmi veriler doğruysa, Türkiye’de makam arabası sayısı sanıldığından daha düşük olabilir. Ancak şeffaflık sağlanmadıkça, tartışmanın siyaset sahnesinde sık sık gündeme geleceği anlaşılıyor.