Seçim atmosferinin ülkemizi sardığı şu süreçte, adete bayram havasında geçen günler ard arda tükeniyor.
31 Mart akşamı kesinleşecek olan seçim sonuçlarının öncesinde adaylar sosyal medyada ön plana çıkma yarışı içerisinde. Mavi Tik'lerin içerisinde yer alan paylaşımlar adeta seçimin sonucunu belirleyecekmiş gibi.
Hiçbir resmi karşılığı olmayan sosyal medya hesaplarına binlerce lira akıtan adaylar, bu işi pazar haline getirmiş sosyal medyacıların evlerini geçindiriyorlar. "Benim şu ziyaretim bilmem kaç takipçili hesapta yayımlandı." diyerek bununla övünüyor adaylar.

Peki Bu durum ne derece doğru?

Her seçim öncesi sosyal medyacılar için çok keyifli geçer. Çünkü adaylardan aldıkları para ile lüks arabalarını hatta evlerini alırlar. Ancak sosyal medyada yayımlanan bir yanlışın hesabı nasıl sorulacak. Çoğunun admini bile bilinmiyor. Gizliyor kendisini... Memlekette yaşamayan admin, halkı beleş çalışan muhabir etmiş kendine. Onlar atıyor, bizim admin yayımlıyor. Bu vahim durumdan da parası olan adaylar faydalanıyor kendince. Atıyor cuma mesajını memlekette bile olmayan admine, gönderiyor parasını yaptırıyor reklamını. Ondan sonra patlayıp gidiyor sosyal medya fenomeni olan adaylar.