Son zamanlarda Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye'de Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında işe alınan vatandaşların kadro talepleri gündeme gelmiş bulunuyor. Depremin ardından hizmet ve destek amacıyla bu program çerçevesinde istihdam edilenler, şimdi kadro taleplerini dile getiriyorlar.

Toplum Yararına Programlar, dezavantajlı grupların istihdamını sağlayarak topluma katkıda bulunmayı amaçlayan önemli bir mekanizmadır. Ancak, bu programlarda çalışan vatandaşların kadroya alınıp alınmaması söz konusu bile olamaz. Özellikle, devlet kadrosunda çalışan milyonlarca kişinin emek ve çaba harcayarak kazandığı pozisyonlarla kıyaslandığında, TYP'lilerin kadroya alınması ne derecede adil olacaktır?

Ülkemizde devlet kadrosunda çalışmak için emek verenlerin, gece gündüz, yağmur çamur demeden ders çalıştıkları ve hayatlarından fedakarlık yaptıkları bir gerçektir. Bu insanlar, titizlikle yürüttükleri süreç sonunda atanmayı hak etmişlerdir. Ancak, depremzedeler arasında da aynı özveriyi gösteren binlerce insan bulunmaktadır. Evleri yıkılan, konteyner ya da çadırlarda yaşam mücadelesi veren bu insanlar, zorlu koşullarda ders çalışarak devlet kadrosuna girmeyi başarmışlardır. Peki onların emekleri ne olacak ?

Bu bağlamda, TYP kapsamında işe alınan depremzedelerin kadro talepleri, adalet ve denklik meselesi olarak ele alınmalıdır. Elbette ki, herkesin eşit haklara sahip olması gerektiği düşünülmelidir. Ancak, devlet kadrosuna girmek için harcanan emek ve çaba ile TYP'de istihdam edilenler arasında bir denklik bulunmamaktadır. Bu nedenle, depremzedelerin istihdam edilmesi ve desteklenmesi önemlidir; ancak, bunun kadro talebine dönüşüp dönüşmemesi, daha geniş bir perspektiften ele alınmalıdır.

Sonuç olarak, TYP'lilerin kadroya alınması konusu karmaşık bir meseledir ve sadece depremzedelere yönelik bir destek politikasının ötesine geçmemelidir. Adaletli bir yaklaşımla, hem TYP'lilerin istihdamını sağlamak hem de devlet kadrosuna girenlerin emeklerini korumak mümkün olmalıdır. Bu noktada, dengeyi sağlayacak adımların atılması, herkesin hak ettiği fırsatlara erişebilmesi için önemlidir.