TÜRKİYE’DE SAHİLLER HALKIN MI, PARAYI VERENİN Mİ?

SAHİLLER YASAL OLARAK HALKIN OLSA DA, UYGULAMADA DURUM NE?

Türkiye'de yaz aylarının gelmesiyle birlikte milyonlarca vatandaş denizle buluşmak isterken, sahillerin kullanımı konusunda yaşanan sorunlar tekrar gündeme geldi. Anayasada açıkça “sahil şeridi herkesindir” ifadesine rağmen, birçok kıyı alanı özel işletmelere devredilmiş durumda. Bu durum, vatandaşların kamuya açık olması gereken sahillerden ücret ödemeden faydalanamamasına neden oluyor.

Yasalar gereği halka ait olan kıyılar, bugünlerde lüks beach kulüpleri tarafından kapatılıyor. Bu işletmeler, sahile girmek isteyen vatandaşlardan giriş ücreti talep ediyor veya minimum harcama limiti belirleyerek doğrudan ödeme yapmadan denize girilmesini engelliyor.

TURİZM POLİTİKALARI HALKA HİZMET Mİ EDİYOR, SERMAYEYE Mİ?

Turizm Bakanlığı’nın politikaları ve lüks odaklı turizm anlayışı, eleştirilerin hedefinde. Özellikle kamuoyuna yansıyan görüntülerde, Turizm Bakanı'nın özel yatla Yunan adalarını gezmesi, Türkiye’de tatil yapmayı hayal bile edemeyen geniş halk kesimlerinde tepki uyandırdı.

Sosyal medyada paylaşılan içeriklerde vatandaşlar, Yunanistan'daki bazı adalarda beach club veya giriş ücreti olmadığını belirtirken, Türkiye’de aynı hizmetin çok daha pahalıya sunulduğunu dile getiriyor. Yerli turistin Yunan adalarına yönelmesi ise bazı çevrelerce eleştirilse de, yüksek fiyatlar ve erişilemezlik bu tercihin arkasındaki ana neden olarak öne çıkıyor.

BEACH İŞLETMELERİ VE FİYAT POLİTİKALARI HALKI DIŞLIYOR MU?

Son Dakika: Genelkurmay Başkanlığı’na Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu atandı
Son Dakika: Genelkurmay Başkanlığı’na Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu atandı
İçeriği Görüntüle

Bazı beach kulüplerinin sahillerin adını değiştirerek markalaşmaya çalıştığı ve minimum harcama tutarını 10.000 TL’ye kadar çıkardığı iddia ediliyor. Bu uygulamalar, özellikle sabit geliri olan vatandaşların denizden yararlanmasının önüne ciddi bir engel koyuyor.

İçeriye sadece yüksek harcama yapabilecek müşterilerin kabul edildiği bu mekanlarda, sahil kullanımı artık lüks bir ayrıcalığa dönüşmüş durumda. Öyle ki, kendi ülkesinde tatil yapmak isteyen pek çok kişi, komşu ülkelerde çok daha düşük bedellerle tatilini geçirmeyi tercih ediyor.

HALK SAHİPSİZ Mİ? SAHİLLER KİMİN HAKKI?

Toplumda oluşan yaygın görüşe göre, Türkiye’de vatandaşlar ev sahibi olması gerekirken giderek kiracı konumuna düşüyor. Bu görüş, özellikle sahillerde yaşanan erişim krizinde daha da belirginleşiyor.

Sorular art arda geliyor: Sahiller işgal mi edildi? Kurtuluş Savaşı, plaj mafyaları para kazansın diye mi verildi? Bu ülkenin gerçek sahibi kim?

Vatandaşlar, kamuya ait alanların gerçekten halka hizmet etmesini, ayrım gözetilmeksizin herkesin eşit şartlarda denize ulaşabilmesini istiyor. Denizin, kumun, güneşin lüks değil, temel bir kamusal hak olduğu görüşü daha geniş kesimlerde karşılık buluyor.
DENİZE GİRMEK LÜKS MÜ OLDU?

Türkiye’de her yaz sezonunda yinelenen bu sorun, yalnızca bir tatil meselesi değil; aynı zamanda kamusal alanların kullanımı, ekonomik adalet ve sosyal eşitlik tartışmasının merkezinde yer alıyor. Mevzuat gereği halkın olan sahillerin uygulamada özel mülkiyet gibi yönetilmesi, derin toplumsal sorunların da yüzeye çıkmasına neden oluyor.

Kaynak: Kınık Haber Merkezi