Aslında yazımın başlığına bakınca ilk akla gelen lider olgusu, iyi niyet üzerine kurulu, belli amaçları paylaşan kişilerin, dünü, bugünü ve yarını için stratejilerine güvendiği, kaderlerini ellerine teslim ettiği, haysiyetini ve onurunu en üst düzeyde temsil edeceğine inandığı, bütünüyle birlikteliği öne çıkaran kişiler akla gelir.bu ifadeleri siz isterseniz daha da çoğaltabilirsiniz.

Önderlik, liderlik, kolaylıkla kazanılan davranış ve yetilerden oluşmaz, liderlik ruhu doğuştan gelen bir karakteristik yetenektir.Şu an benim bahsedeceğim bilimsel boyuttan ziyade, psikolojik ve sosyolojik boyutu…Özellikle liderlik anlayışı ile hareket eden toplumlarda, lidere bağlılık, sadakat, vefa, önderi hayatın her alanında kabullenmek artık vaz geçilmez bir oluşumdur. Liderde aynı şekilde, kendisine verilen bu sorumluluk bilinci içerisinde hareket ederek, bulunduğu toplumu nasıl daha iyiye taşıyabileceği düşüncesinde olur. Siz eğer liderinizi kabullenmişseniz, liderinizin hatalarını bile artık görmemezlikten gelmeye başlarsınız, sizin için bir müddet sonra artık yıkılmaz bir tabu olmaya başlar.Liderde eğer kötü niyet damarlarını kullanacak olursa, bağlı bulunduğu toplumu, uçurumun derinliklerine kadar sürükler.

Acaba lider sorgulanır mı? Sorgulanırsa kim nasıl sorgulamalıdır? Evet lider sorgulanır,sorgulanmalıdır.Fakat herkes tarafından değil, toplumun dinamikleri, bilirkişileri tarafından sorgulanmalıdır ve açıkça toplum bilinçlendirilmelidir.

Peki sanat camiasında toplumu sürükleyebilecek kişiler, yıllarca süregelen ve siyasi parti liderleri tarafından oy uğruna desteklenen sanat camiasının insanları, lider olmalı mı? Milletvekili olmalı mı? Bence hayır. Neden? Yanlış anlamayın, insanları aşağılamak için değil bu diyeceklerim, ama birazda eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, tabi ki siyasi partilerce oy çok önemlidir, tabi ki siyasette ulaşabileceğiniz tüm noktalara ulaşmak zorundasınız ama siz bir ülkenin kaderinden bahsediyorsunuz.ülkedeki doktorun, öğretmenin, mühendisin, imamın, üniversitedeki bir hocanın , iş adamının , köydeki Ahmet amcanın, Ayşe ninenin geleceğinden, pembe kızın rüyalarından, Arif abinin iş dünyasından bahsediyorsunuz ve bunlarla ilgili karar mekanizmalarından bahsediyorsunuz.

Peki diyelim ki sanatçı düşünemez mi? Sanatçı lider olamaz mı? Evet olur, olur da, sanat camiasının üstadı olur, mesleği ile ilgili alanda lider olur, yetenek alanında lider olur, bilirkişi olur. Danışman olur, teknik destekçi olur ama lider , milletvekili olamaz, olmamalı.Siz ressamı iyi resim yapıyor diye, etrafta tanınıyor diye, veya bir dizi film oyuncunu veya bir şarkıcıyı etrafta iyi biliniyor, iyi insan , iyi sanatçı diye milletvekili yaparsanız,artık gerisi Allah’a kalmış olur.Adama göre iş değil, işe göre adam olmalı!!!

Sanatçı düşünmese, zaten sanatçı olamaz.bazı sanat camiasında kişiler, şöyle veya böyle, şu veya bu şekilde bir şekilde gündemde kalmak istemektedirler.Eğer bunun arkasında başka pazarlıklar yoksa toplumla kucaklaşmayı tercih ederler.Çünkü onlar artık halk adamıdır ve halka göre hayat çizgilerini belirler.Ya peki halkta onlara göre belirlediğinde ne olur? İşte eğer siz sanatçınızı ve niyetlerini iyi yorumlayamazsanız, felakete davetiye çıkarırsınız.

Sokaktan bir kişi doğru bir şey söylese ve haykırsa “ Hayır bu böyle olmaz şöyle olmalıdır “ dese, birkaç kişi ya dinler ya dinlemez, ama bunu televizyonlarda gördüğümüz bir sanatçı dese “vay be hakikaten de bu böyle” denir. Sanatçı kendi ideallerini,, siyasi düşüncelerini, arka plandaki gerçeklerini toplumda kullanmaya kalkarsa ne olur?!!!Eyvah!!Eyvah!!! Vay halimize olur.Saygılarımla…